Çok mantıklı görünüyor. Evler büyük ölçüde kıtken ofis boşluk oranları artıyor, öyleyse neden boş ofis alanlarını şehir içi dairelere dönüştürmüyoruz?
Pandemi süreci, yaşam biçimimizi derinden etkiledi. Evden çalışma uygulamaları hız kazandı ve birçok işyeri ofis alanlarını yeniden düzenledi. Büyük şehirlerdeki boş ofis alanları, konut talebinin arttığı bir dönemde dikkat çekiyor. Ev fiyatları ve kira maliyetleri rekor seviyelere ulaşmışken, boş ofis alanlarının konutlara dönüşümü, ekonomik bir çözüm olarak görülebilir.
Ofis dönüşümleri, pandemi sonrası dünyada büyük bir eğilim haline geldi. Avustralya’da da bu trend gözlemleniyor. Örneğin, Melbourne CBD’deki eski Australian Unity genel merkezi, 15 katlı bir yardımlı yaşam ve yaşlı bakım tesisine dönüştürüldü. Sidney CBD’de ise eski Bank of China binası, 2025 yılında bir otele dönüştürülecek.
Ancak, Avustralyalı geliştiriciler yüksek maliyetler, eski binaların getirdiği sınırlamalar ve düzenlemeler nedeniyle bu tür büyük ölçekli dönüşümleri üstlenmekten kaçınıyor gibi görünüyor.
Küresel olarak bakıldığında, ABD’de devam eden yaklaşık 100 ofis binasının daireye dönüştürme projesi bulunuyor. CBRE’ye göre, 2026 yılına kadar tamamlanması veya planlanması gereken 200 projenin piyasaya 45.000 yeni daire kazandırması bekleniyor. Ancak CoStar’ın verilerine göre, bir ofis binasını dairelere dönüştürmek, sıfırdan bir geliştirmeye kıyasla genellikle %20 daha pahalıya mal olabiliyor.
Avrupa’da da ofis dönüşümleri artarken, özellikle Almanya altı büyük şehirde projelerle öne çıkıyor. Ancak Goldman Sachs gibi kuruluşlar, konut dönüşümlerinin finansal olarak sağlam olabilmesi için ofis binalarının fiyatlarının %50 oranında düşmesi gerektiğini iddia ediyor.
İngiltere’de ise, ticari alanları konuta dönüştürmek için 2013 yılında başlatılan rahat planlama düzenlemeleri, ülkenin birçok yerinde yeni evlerin inşasına olanak tanıdı. Ancak bu dönüşümler, düşük gelirli ve ilk ev alıcılarını dışlayacak kadar yüksek fiyatlarla sonuçlanabiliyor.
Avustralya’da ofis dönüşümleri mümkün mü? Evet, ancak ülke diğer ülkelerin gerisinde kalmış gibi görünüyor. Yüksek maliyetler ve ticari binaların genellikle şehir merkezlerinde olması gibi faktörler, bu tür projelerin yaygınlaşmasını engelliyor. Ancak, doğru teşviklerle desteklenen uygun projeler, Avustralya’nın konut arzı krizine çözüm sağlayabilir.
Sonuç olarak, ofis dönüşümleri çevresel faydalar sağlayabilir ve mevcut yapıları yeniden kullanmanın önemini vurgular. Ancak bu dönüşümlerin finansal olarak karlı hale getirilmesi ve uygun fiyatlı konutlar yaratılması için daha fazla çaba gerekebilir.
